İnsanoğlu var olduğu ilk zamanlardan beri başını hep yukarı çevirmiş ve gökyüzünün sonsuz boşluğunda derin meraklara dalmıştır. Hala ulaşamadığımız belki de hiç ulaşamayacağımız çok yer var daha Uzay denilen Dünya dışındaki bu boşlukta. Oysaki ne de çok gelişti teknolojimiz. Teknolojinin her adımı uzaya biraz daha yaklaşmak demekti aslında. İşte bu nedenle oluştu uzay teknolojisi. Uzayı keşfetmek, uçmak için...
Uzay teknolojisi kavramının içine uzay aracı, yapay uydular, uzay istasyonları, ve destek altyapısı, ekipmanları girmektedir. Uzayda çalışma yapmak; yeni aletler ve teknikler, kısacası yeni teknolojiler gerektirmektedir.
UZAY TEKNOLOJİSİNİN TARİHÇESİ
Dünyada, insan yapımı bir teknolojiyi ilk kez uzaya çıkaran ilk ülke Sovyetler Birliği(Rusya) olmuştur. Sputnik 1 isimli ilk yapay uydu 4 Ekim 1957 tarihinde fırlatıldı.
İki ay sonra, uzaya ilk gönderilen canlı olan Layka adındaki köpek, Sputnik 2 ile fırlatılmıştır.
SPUTNİK 1
Amerika, 1958 yılında Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi olarak adlandırılan ve bizlerin NASA olarak bildiği kurumu hayata geçirir. NASA’da çalışan mühendisler ve bilim insanları, uzaya insan göndermek için kolları sıvarlar. Ama Sovyetler Birliği( Rusya) önce davranır.
1961 de Sovyetler; ilk yapay uydu( Sputnik 1), ilk canlı( köpek Layka) ve
ilk insanı(Yuri GAGARİN -1961) uzaya göndermiş olmanın yanı sıra aya ilk defa insan yapımı bir nesne göndermiş, ayrıca uzayda ilk kez tam bir gün kalan astronot ve ilk kadını(Valentina Tereşkova-1963) göndermiştir.
Yuri GAGARİN
Amerika, Apollo 11 görevi ile ilk insanı Ay yüzeyine indirmiş, Neil Armstrong ise 1969 yılında Ay'da yürüyen ilk insan olmuştur.
Neil ARMSTRONG
NASA'nın 1977 yılında ürettiği, Voyager 1 isimli uzay aracı hâlâ, günümüze kadar üretilen en kayda değer uzay teknolojilerinden biridir. Şu anda dünyadan en uzakta bulunan insan yapımı nesnedir. 2018 Mart ayı itibarıyla, 13 milyar mil uzaklığa ulaşmıştır. Kozmik radyasyon, yıldızlar ve başka pek çok konuda bilgi toplamıştır.
VOYAGER 1
1990 yılında Hubble Uzay Teleskobu NASA ve ESA (Avrupa Uzay Ajansı) tarafından uzaya gönderildi. Hubble ın Dünya atmosferinin dışında uzayda gözlem yapmasının birçok avantajı var. Hava kirliliğinden dolayı bulanık görüntü oluşumu ve ozon tabakasının soğurduğu morötesi ışınların gözlemlenememesi bunlardan başlıcaları.
Hubble ile birçok gezegen, yıldız, karadelik ile ilgili bilgiye ulaşıldı ve hala çalışmasına devam ediyor. Ama tabi ki artık onun çalışmalarına devam edecek olan yeni çok gelişmiş Uzay teleskopları da yolda.
HUBBLE UZAY TELESKOBU
Bu süreç içerisinde daha uzun süre insanın yaşayabileceği uzay istasyonları kuruldu ve görevlerini tamamladılar.
Uzaya gönderilen en büyük istasyon, çeşitli ulusların işbirliği içinde inşa ettikleri Uluslararası Uzay İstasyonu olmuştur.
1998 yılında yörüngede inşaatı başlanan istasyonun yapımı 2011'de tamamlandı. Yapılagelmiş en büyük uzay istasyonu olup Dünya'dan çıplak gözle görülebilmektedir. 2009'da yeni ünitelerle Dünya'nın en büyük yapay uydusu olmuştur. Şimdi ise halen aktif olarak çalışmakta olan Uluslararası Uzay İstasyonunda düşük yerçekimi şartlarında biyoloji, kimya, tıp, fizik vb. konularda araştırmalar yapılmaktadır. ULUSLARARASI UZAY İSTASYONU
Uzay teknolojileri çok fazla ekonomik harcama yapılması gerektiğinden sürdürülmesi ancak güçlü ülkeler tarafından yapılabilmektedir. Ama hala günümüzdeki birçok gelişime de öncülük etmektedir.
Ülkemiz de bu gelişmelere ayak uydurmak için birçok uyduyu uzaya fırlattı. Bu uydulardan halen aktif olarak çalışanlardan 4 ü haberleşme,3 ü gözlem uydusudur.
Ayrıca yakın zamanda Mars ta yaşam araştırması için uzay sondası, Güneş’e fırlatılan uzay aracı, başka gezegenlerde yaşam kolonilerinin oluşmasına ön ayak olacak Space X Uzay araçları şirketi ve daha birçok gelişme önümüzdeki zamanlarda da uzay teknolojilerinin popülerliğini korumaya devam edeceğini gösteriyor.
Kommentare