Var olan kalıpları yıkma, başkalarının yaşantılarına açık olma, alışılmışların dışına çıkma, bilinmeyenlere doğru bir adım atma, dayatılmış düşünce çizgisini kırma ve yeni bir düşünce çizgisi ortaya koyma, belli bir problem için değişik alternatif çözümler getirme, başkalarının izlediği yoldan çıkma, başka şeylere yol açan yeni bir şey bulma, yeni bir ilişki kurma, yeni bir düşünce ortaya koyma, bilinmeyen yeni bir teknik veya yöntem icat etme ve insanlara yararlı olan bir aracı veya aygıtı bulma (Rıza, 2000), ifadelerinden oluşan tanım, yaratıcılık tanımları içinde en geniş perspektifi sunanlardandır.
Davaslıgil (1994) ise yaratıcılığı az kişi tarafından sahip olunan bir yetenek olarak değil, bütün insanların sahip olduğu, geliştirilip sürdürülebilen bilişsel bir beceri şeklinde ifade etmiştir. Yaratıcılığın fark edilmemiş olması durumuna vurgu yapan Aslan (2001)’ın tanımında henüz ürüne dönüşmemiş, kendine özgü bir problem çözme sürecini kapsayan, kişinin zekâ ögelerine dönük bir bilişsel yetenek olduğu belirtilmiştir. Yaratıcı düşünme bilginin kazanılması için gereklidir, çünkü yaratıcılığın gelişimini sağlayan çevre, aile gibi faktörler bireyin öğrenmeye karşı olumlu tutumlar geliştirmelerine yardımcı olur ve öğrenmeyi güdüler. Yaratıcı düşünme ayrıca sorun çözme, değişimlere uyum sağlama gibi becerileri de kazandırır (Davaslıgil, 1994).
Yaratıcılığı etkileyen temel faktörler ise, zekâ, yetenekler, benlik algısı, başa çıkma davranışları ve güdülenme düzeyidir (Doğan, 2015). Bu bağlamda belirli zekâ düzeyine sahip, yetenekli, olumlu benlik algısına sahip, başa çıkma davranışları gelişmiş ve yeterince olumlu tutumları olan yaratıcı davranışların gözlemlenmesi mümkündür. Bu çerçevede yaratıcı bireylerin sahip olduğu ve herkes tarafından kabul gören bazı özellikler şu şekilde sıralanabilir:
· Çok zeki olmalarına gerek yoktur. Orta düzey bir zekâya sahiptirler.
· Kısa sürede yeterli sayıda düşünce üretebilirler.
· Benlik algıları yüksek olmakla beraber olumludur.
· Empatik düşünebilirler.
· Problemi çözme adına istekli ve irade sahibidirler.
· Kesin bilgilere eriştikten sonra karar verirler.
· Bağımsızlıklarına düşkündürler.
· Bir grubun onayına ihtiyaç duymazlar.
· Dogmatik değil, aksine esnektirler.
· Ayrıntılardan çok problemin ana hatları, anlamı ve sonuçlarına odaklanırlar.
· Hayal kurmaktan ve bu hayallerle yaşamaktan hoşlanırlar.
· Başarılıdırlar.
· Meraklıdırlar.
· Öz kanıtlama içerisindelerdir.
· Şüphecidirler.
· Çok yönlü ilgi alanları vardır.
· Analojik düşünme becerisine sahiptirler (Doğan, 2015).
Yaratmak sözcüğü; zekâ, düşünce ve hayal gücünden faydalanarak önceden var olmayan bir şey üretmek, bir ürün ortaya koymak olarak tanımlanabilirken yaratıcılık ise herkeste bulunduğu kabul edilen, yeni bir şey tasarlama yeteneği olarak ifade edilebilir (TDK, 2011).
Eğitimde Yaratıcı Olmak Ne Anlama Geliyor?
Yaratıcılığı etkileyen en önemli faktörlerden biridir eğitim, o eğitimi aldığımız ortam ve kişi. Bunun için eğitimcilerin açık fikirli, eğitimin ise basmakalıp bilgi yığınlarından sıyrılarak öğrencileri düşündürmeye yönelik olması gerekir. Her gün değişen dünyaya en iyi yaratıcı bir eğitimden geçen hayal gücü yüksek beyinler ayak uydurabilir.
Eğitimde Yaratıcılık Öğrencilere Ne Kazandırır?
Yaratıcı düşünme, yaratıcı öğretme çocuğu hayal kurmaya, düşünmeye, sorgulamaya yöneltir. Bu da merak duygusunu beraberinde getirir ve araştırma hevesi kazandırır. Eğitimi tek düze halinden sıyırmak öğrenciye daha çok öğrenme şevki kazandırır.
KAYNAKÇA:
Comments